Sayfalar

26 Ağustos 2016 Cuma

Janus

Janus. Başlangıcın ve bitişin tanrısı. Yılın ilk ayına boşuna vermemiş adını…
Janus. İki yüzlü.


Günler, yıllar, yüz yıllar evet hatta bin yıllar geçiyor, insanoğlu da kendi döngüsünde her şey değişiyor zannederek ama aslında akış değişmeden yaşıyor işte.

Tarihin farklı dilimlerinde, farklı vahşetleri sıradanlaştırıyoruz.

Ortaçağ Avrupa’sında  öldürülen yeni bir reformistin, Salem’de yakılan yeni bir cadının aslında çok da fazla bir haber değeri yok.

Antik Yunan’da ölen bir kadın kölenin, ya da İyonya’da denizde alabora olup batan bir teknenin de…
Ya da o meşhur 21. Yüzyılda yine  düşüncesi başkalarıyla uyuşmuyor diye öldürülen başka bir reformistin,  gerçek ya da yalan kocası kıskandı diye  öldürülen kadının, Ege’de karşı yakada yeni bir yaşam umuduyla karşı yakaya geçmeye çalışırken botu batan çocuğun ya da iş cinayetlerinde ölüp giden adamın olmadığı gibi…


Sonra işte dizelere sarılıyor insan. Diyor ya Edip Cansever, “ne gelir elimizden insan olmaktan başka…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder