Sayfalar

14 Temmuz 2011 Perşembe

korkunç şeyler oluyor

Esther’e bugün korkunç şeyler oldu dedim biraz önce. Bugün korkunç şeyler oldu. Barış için küçük adımlar atılırken, yeniden kan bürüdü insanların gözünü. Evet, bu yüzden PKK’ya çok kızgınım. Ölümle barış olmayacağını anlamadıkları için. Ama kızgınlığım sadece PKK’ya değil, olanların üstüne savaş çığlıkları atan büyük bir güruha da. Bir halkı bir örgütle bir yargılayanlara da.

Ben Kürt değilim. Olabilirdim. Tıpkı Alevi, Rum, Eşcinsel de olabilirdim, zihinsel özürlü, sakat ya da erkek de...

Birbirimize saygı duymak zorundayız. Görmezden gelerek ya görüp küçümseyerek, kendimizi bir üst kademeye konumlandırarak neyi çözeceğiz? Neyi çözebiliriz?

Barış bu kadar zor mu? Barışın adını ağzımıza almak, barış için bir şeyler yapmak, barışa inanmak… Bu kadar zor olmamalı.

Ben bu ülkede iki taraftan da kimsenin ölmesini istemiyorum. Ben iki taraf diye bahsetmek de istemiyorum. İnsanı insan diye tanımlamak istiyorum. Bazen benim de yapamadığım zamanlar oluyor ama deniyorum en azından, çabalıyorum.

İstemiyorum sevdiklerimi kaybetmek. Kardeşim İstanbul’da. Sımsıkı sarıldım bugün ona. Ben onu askere yollamak istemiyorum. Sevdiğim hiç kimseyi savaşa yollamak, ölüm korkusuyla yaşamak istemiyorum.

Sadece barış istiyorum. Ve sadece “barış” dediğim için “azınlık” olmak çok koyuyor.

Esther’e bugün korkunç şeyler oldu dedim biraz önce. Korkunç şeyler oluyor. Çok korkuyorum. 

1 yorum:

  1. ben anne değilim, askerlik çağında oğlu olan anne de değilim. olabilirdim. ve eğer olsaydım dişimle tırnağımla kazır gene de onu birkaç yıl yurtdışına gönderirdim. sırf askerliği kısalsın diye yıllarca görmemeye bile katlanırdım.

    kelli felli adamların kanlı oyunlarında ölen gençlerden olmasın diye sırf.. tarafı yok bu savaşın çünkü kendimizi yiyip bitiriyoruz.

    YanıtlaSil