Sayfalar

11 Ekim 2011 Salı

Hüznün ve Çelişkinin Ortasında Bosna Hersek


Hep merak ettiğim ülkelerden biriydi Bosna Hersek… Bir acının ardından insanların yaşama nasıl tutunduğunu görmek isterdim en çok. Derken işte yolum düşüverdi Bosna topraklarına.

İnsanlar yaşama tutunuyor elbet. Tutunmasalar da yaşam bir şekilde devam ediyor. Ama hep bir “eksiklik”, “yarım kalmışlık” hissiyle… Sadece orada konuştuğum, röportaj yaptığım insanlar değil bunları söyleyen yollarda yürürken hissediyorsunuz o hüznü.  Saraybosna’da sevdiği çocuğun elini tutup bir kahkaha atan kızın bakışında bile…

Daha 20 yıl bile geçmedi, Avrupa’nın orta yerinde dünyanın yıllarca sessiz kaldığı savaşın üzerinden. Savaşın ardından Bosna hala toparlanmaya çalışıyor. Belki topla tüfekle yapılan o savaş bitmiş ama politik bir savaş hala devam ediyor. Taraflar bir türlü uzlaşamadıkça ne hükümet kurulabiliyor, ne de ekonomi toparlanabiliyor. Gençlerin hayallerinde ise bir an önce ülke dışında çıkmak var…

*

Bosna Hersek tam anlamıyla bir çelişkiler ülkesi. Havası bile öyle… Örneğin Saray Bosna ve Mostar arasındaki 3 saatlik mesafeye rağmen hava sıcaklığı 6-7 derece birden değişiyor. Rüşvet çok yaygın, hız sınırını geçmediğiniz halde sizi çeviren trafik polisine adına “kahve parası” denilen rüşveti veriyorsunuz, alıyor gülerek. Sonra inatla size “hakkımı helal ettim” dedirtiyor. İnsanlar yaşadıkları zor şartlara ve kötü ekonomiye rağmen daha fazla çalışmak için bir çaba göstermiyorlar mesela. “Hız” kavramı Bosnalılar için gerçekten bir anlam ifade etmiyor.  

Derken konuştuğum, savaşta da yaralanmış bir Bosnalı, “o kadar yorulduk ki şimdi hiçbir şeyi aceleye getirmiyoruz” diyor. Belki kendi görüşü belki de ülkedekiler gerçekten çok yorgun…

*
Şehirlerde özellikle Boşnakların oturduğu binalarda mermi ve sniper izleri hala duruyor.  Bunun en büyük nedeni “unutmamak”. Yeni nesiller hiçbir şeyi unutmasın istiyorlar… Acılar büyük, öte yandan gençler unutmak istiyor bir yandan da. Devam edebilmek için.

Devam edebilmek için unutmak gerekmez mi?

Ama elbette yüzleşerek. Katliamların sorumluları elleri kollarını sallayarak yaşarken, iki sokak ötede size tecavüz eden adam hiçbir şekilde cezalandırılmadan yaşarken “a bunlar savaş zamanı oldu” diyip geçilmiyor.  Bütün bunları düşününce de bu satırları yazanın aklına “kördüğüm”den başka bir kelime gelmiyor…

*

Bosna Hersek’e dair yazacak çok şey var. Sürekli değişen havasına inat yollarında durmadan yürüdükçe daha da birikiyor. Anlatılan ve anlatılamayan onca hikâye birikiyor yüreğimde. Mideme taş yemiş gibi hissediyorum bazen. İnsanlığımdan utanıyorum bazı bazı…
Sonra küçücük bir çocuk gülüyor. Umutla. Bir nehir kıyısında. Annesi, az önce konuştuğum savaşta yaşadıklarını bildiğim o anne, kocaman bir gülümsemeyle karşılık veriyor çocuğuna. Havaya kaldırıveriyor. Gülüşüveriyorlar birlikte.

Hayat devam ediyor diye düşünüyorum. Ne olursa olsun hayat devam ediyor. Bir yerinden tutunmalı…

1 yorum:

  1. Gözde hanım merhaba.
    Bosna'yla ilgili 2 yazınızı haberbosnak.com sitesinde yayınlamayı istiyoruz, izniniz olursa?
    Kolay gelsin.

    YanıtlaSil