Sayfalar

14 Ocak 2013 Pazartesi

Sakince karşılamak mümkün müdür hayatı?


Hayat geçiyor. Benim hayatımın bazı dönemlerinde yaşam koşturmacası yazmanın da önüne geçiyor. Yazmak istiyorum, yazmayı düşünüyorum hatta bunun için zaman yaratıyorum ama yine de yazamıyorum.  Tam da böyle bir zamanda bir kitabın içinde okuyuverdim Peyami Safa’nın cümlelerini. Keyiflendim ve gülümsedim.
“İnsan yaşlanarak değil yaşayarak olgunlaşır. Zaman insanları değil armutları olgunlaştırır”.
Ama bu olgunlaşmak zor azizim. Ya da beni çok zorluyor. Eğer olgunlaşmak zorlukları o gülümsemeyle kaldırmaksa kesinlikle bu bölümden sınıfta kaldım demektir. Zaman zaman kendi aklımın da elvermediğince öyle sinirleniyorum ki…
Mekanlar. Sanırım benim sinirli olmamı en çok tetikleyen unsur bu. Geçenlerde Yeşim’de öyle söyledi, kendimi ait hissedemediğim yerlerde garip bir sinir halim oluyormuş. Başkalarının da oluyor mu yoksa bu durumda numune miyim? Bu aralar bunu da sıkça sorar oldum.
Kendi hallerim ve halet-i ruhiyelim dışında zaman keyifli ileriyor.
Meksika’dan yeni geldik sayılır. Beni Latin Amerika’ya bir adım daha yaklaştırdı bu yolculuk. Eğer bir gün bir çocuğum olursa ve o gün İstanbul’dan bıkmış olursam kesinlikle çocuğumu Latin Amerika’da yetiştirmek istiyorum. Neden mi?
İnsanlar bütün zorluklara rağmen keyif yapmayı biliyor azizim. Biz bu gündelik hayat koşuşturmacası içinde gerçekten unutuyoruz yaşamanın keyifli bir şey olduğunu. Zaman zaman hatırlamak da yürürlüğe koymaya yetmeden zamansızlıklara yakalanıyoruz zaten.
21 Aralık’ta Chichen Itza’daydık. Keyifle ve sevilen insanlarla… Ne kıyamet ne başka bir şey benim orada etkilendiğim ayin yapmak için gelen çoğunluğu Hippi insanların birbirine saygı duymasıydı.  Çok uzun zamandır herkesin herkese samimiyetle ve sakinlikle yaklaştığı binlerce hatta on binlerce insanı bir arada görmemiştim. Bizler ne de olsa düğünlerde bile kavga çıkaran bir canlı türüyüz. ( Gerçi düğünlerde genelde çok bunaltıcı oluyor ya!)
Kendimi hazır hissedince Meksika’yı elbet daha bir detaylı anlatacağım. Anlatacak çok şey birikti. Ama zamanı var belki havanın daha ılık olduğu bir öğleden sonra bir çay eşliğinde kim bilir…
Şimdilik yazılamayan zamanları ardından yazma ve kendini sakinleştirme aşamaları diyelim.
Ama şimdilik… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder