Geçen yıl kış yüzü görmediğimden olsa gerek bu yıl kış uzun
sürüyor gibi geliyor. Bolca üşüyorum anlayacağınız. Hele dün İstanbul’dan Bursa’ya
giderken mola verdiğimiz yerde içeri yürüyene kadar donacağım zannettim. Kış
gibi hayat da buz tutuyor gibi geliyor bazen. En azından benim ülkemde. Yoksa
yapılanların vicdanla alakası bile kurulamıyor. İki kez beraat almış Pınar
Selek’e verilen ağırlaştırılmış müebbet cezası gibi…
Saçmalayan bir ülkede yaşadığımız gerçeği kendini hiç
unutturmak istemiyor.
Haftasonu Emitt fuarındaydık. Geze geze şehirlerin
tanıtımının yapıldığı stantlara geldik. Beni en çok “Kırıkkale” etkiledi.
Kardeşim insan şehrini boy boy astığı “silahlarla” mı tanıtır. Hani Kırıkkale’de
o en nefret ettiğim turizm biçimlerinden olan “av turizmi” yapılsa bir nevi
kabul edilebilir belki ama sen gelen insanlara neden “Silah Fabrikası”nı
tanıtıyorsun?
*
Turizm demişken Türk insanının seyahat trendlerini daha bir
anlar oldum. Kısaca listelemek gerekirse;
-
Bizim için Facebook profil fotoğraflarımız çok
önemli
-
Türk yemeğini Fizan’da da olsa arar buluruz
-
Bira, şarap vs. içebiliriz ama iş domuzla
alakalı en ufak bir şeye gelince aç kalırız da ağzımıza lokma koymayız
-
Fazla bagaj bizim için her zaman bir
alışkanlıktır ama illa ki gidilecek bölgeye getirmemiz gereken şeyleri unuturuz
-
Beklemek ve bekletmek Türk insanının ruhunda
vardır
Velhasıl çok özel turistleriz biz Türkler… İnsan işin içinde
giderek daha çok anlıyor.
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder