Sayfalar

13 Mart 2014 Perşembe

Çok erken...

Kalbim acıyor. Olur olmaz sinirleniyorum, sonra gözlerim doluyor. Susuyorum ekseri. Üç gündür böyle...

Berkin Elvan. Hepimiz için masumiyetin anlamı olmadı mı? Bekledik. Sanki Berkin uyanınca değişecekti bir şeyler, dünya daha güzel bir olacaktı. Belki de bir yerlerde "adalet" olabilir diyecektik. Olmadı. 

Bir sabah vakti gitti Berkin. 

15 yaşında. 

Çok erken. Olmaması gereken kadar erken. 

Şimdi midem bulanıyor bazı yazılara... Velev ki Berkin'in elinde silah bile olsa ne olur. Çocuk daha... Velev ki protestolara katılsın hatta daha da ötesi taş atsın, sapanla dolaşsın hatta birilerine saldırsın. Ne fark eder? Öyle olunca 15 yaş ölmek için yeterli mi oluyor? 

*
Kendi 15 yaşımı düşünüyorum. Amma büyük zannediyordum kendimi. Bildiğin salak bir çocukmuşum. Aşık bile olmamıştım daha, oysa bir yıl sonra ilk kez aşık olunca büyümeye başlayacaktım. Anlayacağınız doğru düzgün acı çekmek ne onu bile bilmiyordum. 

Şimdi hızla 30 yaşımda yaklaşırken bile ölüm uzak bir köy gibi görünürken o zamanlar aklıma bile gelmezdi. İnek bir öğrenciydim. En önemli dert matematikten yüksek not almaktı mesela... 

Ya da biraz şişkoyum diye üzülürdüm. Berkin... Daha 15 yaşını tamamlayamadan eridi oysa. 16 Kiloluk tonlarca ağır bir tabutla gitti yerin altına. 

Bir sabah vakti gitti Berkin. 

15 Yaşında. 

Sahi 15 yaşla ölümü bir araya getirmek bile çok abes değil mi? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder